12 Temmuz 2010 Pazartesi

Bu yazı bunlardan birini giymeden bitirmek...



Çok çok çok ayıp olur :) Favorilerimi sayayım mı? ;)
1. Üstteki mankenin eteği.
2. yine üsttekinin t-shirt'ü ve alttakini sweatshirt havasındaki bluzu :)
3. Üstte sağdaki mankenin bluzu da şortu da ve alttaki mankenin eteği...
4. Alttaki mankenin ceketi ;)

Ve bu elbiseee (bayıldım bayıldım)


style="margin: 0px auto 10px; display: block; text-align: center; cursor: pointer; width: 267px; height: 400px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjVQfP8VPEu4CbraTwWGMSjic5B8FqmTdjeprstHbhCIUJvM3Xu3cG8J6y2p3nj53SQIOkfrmUPQ5h5q8zfPflFcVkgAQ9FGZ6XhohD3TYVqg-iRfGjm9t_yh7scCSUGn-U-2HBI5Ck9Xo/s400/12m.jpg" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5493115715236730434" border="0">

Yine etek
Ve ceket ile şort ( soldaki manken ) İşte ben bunları beğendim. Peki ya siz ? Siz hangilerini beğendiniz?

ÇIKARIN BAKALIM ANNENİZİN ÇEYİZİNDEN DANTELLERİ

Çünkü dantel bu yaz çok moda oldu, ve hasır ve örgü de ama ben bu gün blogumda masaya dantelleri yatırdım :) Kim derdi ki danteller yeniden hem de üzerimizde moda olacak. Tabi bu işin şakası. Annemin televizyon üstüne örtü niyetiyle ördüğü ve "ördüttüğü" dantellerin bu noktada işe yarayacağını pek sanmıyorum ( Gerçi onları genel olarak pek kullanabileceğimi sanmıyorum ya neyse, kırılmasın diye anneme söylemiyorum. Şişşştth :S)
Öyleyse ne yapmamız lazım: Sanırım ulaşabildiğimiz mağazaları alt üst edip böyle güzel dantelli şeyleri toplamamız lazım. ,Buyrun bakalım. Bu resimler de ilham niyetine :)

11 Temmuz 2010 Pazar

NATURAL MUMLAR



Bahçeli bir evim olaydı. Ben de böyle saksıda, leğende, taşların arasında mumlarımı her bir yere yayaydım. Ne güzel olurdu. Çok orjinal ve çok güzel bir fikir. Ben kullanamadım, siz kullanın :S



Kaynak

8 Temmuz 2010 Perşembe

YAPILACAKLAR LİSTESİ


okulu bitirdikten sonra yapılacaklar :
1: Bir adet dikiş makinası al.
2: Dikiş dikmeyi öğretebilecek bir yaşlı teyze, komşu bul (çünkü biliyorsun bu konuda annenden hayır yok!!)
3.Dikiş dikmeyi öğren.

Çoookk uzun zamandır istiyorum ben bunu. 15 yaşında kot pantolonlarımı etek yapabilmek uğruna heba ettiğimden beri. Hatırlıyorum; arkasından da penye elbiselerimi kesmiştim.

Sanırım çanta yapmayı da denemişliğim var :S

Ne zaman bana dikiş dikmesini öğretebilecek bir teyze bulsam yakasına yapıştım ama kadınlar bir şekilde beni başlarından savmanın yolunu buldular.
Ama durun bu iş burda bitmedi!!! Elbet başaracağım O_o

Vee ilk önce şu kızınaltındaki etekten dikeceğim :D
Evet evet, bunu yapacağım :P

kaynak

1 Temmuz 2010 Perşembe

Mimimimimmmimimimimm

Merhaba millet!!!

Bir kaç gündür yoktumm. Bilmem yokluğumu fark ettiniz ve beni özlediniz mi!? O_o ama ben sizleri özledim ve yine aranıza bomba gibi döndüm. Neden mi yoktum? Çünkü İstanbul'dan pek çok en sevgili arkadaşım gelmişti de ondan. Onunla hasret giderdik ve gezdik, tozduk, eğlendik =) Bu arada tabiki blogumu da unutmadım ve onun için de harika çalışmalar yaptım. Sanırım arkadaşım uğurlu geldi ve onunla birlikteyken blog adına bir ilki daha yaşadım ;P Bir bloggerla tanıştımm ve çok da mutlu oldum. Onunla ilgili de süper bir postum var: "Beni bekleyin anacım" diyorum vee hemen esas konuma geçiyorum.

Aaa! Bu arada şimdi farkettim, bir ilki daha yaşamışımki ama ben: Mystery dışında birisi beni mimlemişşş ^_^ hehe. Yaşasın Mystery bu sefer ilk ben seni mimleyebileceğim :))
Daha yeni blogunu keşfettiğim ve tanıştığım blogger arkadaşım Ayşhenur beni mimlemiş sağolsun. Çok teşekkür ederim Ayshenur'cuğum. Senin de benim için bir ilk olduğunu bilmeni isterim. Heheheh
Bakalım Ayshenur benim hakkımda neler merak etmiş ;)

ENÇOK NERELERDEN ALIŞVERİŞ YAPARSIN?


İstanbul, Ankara ve İzmir gibi büyük şehirlerde olmadığımdan dolayı her mağazaya ulaşma imkanım olmuyor ancak kendi memleketimde en çok alışveriş yaptığım yerler Koton, diğer bazı yerel mağazalar ve tabiki PAZAAARR :)) Çok seviyorum giysi pazarlarını :)

DOLABINDAKİ EN İT PARÇA HANGİSİ?


Yani herhalde harem pantolonum, İstanbul'dan aldığım vintage görünümlü çantam ve çiçekli üstlerimdir.



KAÇ ÇİFT AYAKKABIN VAR?

Şu an giydiğim iki babetim, iki topuklu ayakkabım, bir dolgu topuklu ayakkabım, bir sandaletim, iki converse'im var. Kısmetse bir tane daha sandalet eklenecek yakında aralarına :))



DOĞALLIK MI YOKSA KOKOŞLUK MU?

Kokoşluk tabi kii :P



EN ÇOK SEVDİĞİN VE BEGENDİĞİN TASARIMCI?

Alexander McQueen



EN ÇOK KULLANDIĞIN AKSESUAR?

Küpesiz dolaştığımda kendimi boşlukta hissediyorum. Valla artık alışkanlık da değil bağımlılık oldu :) Şu sıralar yüzüksüz de çıkmıyorum. Tabi çantasız bir kadın susamsız bir simit gibidir felsefesine inananlardanım :) Bu felsefeyi şu an uydurdum ve pek tabi ki yazın vazgeçilmezi gözlük :)



ÇANTANDA BULUNMASI GEREKEN 5 ŞEY?

Önem sırasına göre; cüzdanım, mp3üm, cep telefonum, gözlüğüm, rujum.



EN ÖNEMLİ GÜZELLİK ÖNERİN?

Uyku,uyku ve uyku...


MİMLEDİKLERİM,
mystery ( eğer istersen tabi tatlım)
Zuzu
Cemre
Lydia
Ömür
Eğer isterseniz tabii kızlar. Şimdiden kolay gelsin.

Dip Not: Aslında uzun uzadıya bir post hazırlamadan bunun haberini vermeyecektim ama Styleboom'un 5 kişiye Koton'dan hediye çeki çekilişini ben kazandımm veee dün elime ulaştı. :)) Pek bir sevinidirik olduğum için bunun haberini de sizlerle paylaşmadan edemedim şimdi :P Güle güle harcayayım değil mi ^_^. Teşekkürler Styleboom.




27 Haziran 2010 Pazar

DEKORASYON İÇİN HARİKA FİKİRLER

Eminim hepinizin evinde çok eskidiği için kullanılamaz hale gelmiş, demode ve çirkin görünen eşyalar vardır. Bu bazen bir dolap olur bazen sandalye bazen bir sandık ya da bir masa... hatta bazen koskocaman bir oda bile olabilir. Ve artık o eskiyen "şey" her ne ise öyle çok gözünüze batar ki ya tamamen kurtulmak istersiniz ya da o "şey"e sihirli birşeyler olmasını :)) ama bildiğiniz gibi hiçbir sihir kendi kendine gerçekleşmez. İşte bazı insanlar bunun öyle iyi farkındadır ki artık o eskiyen, kullanılmaz hale gelen eşyaya da kıyamadıklarından olacak, kendi sihirlerini kendileri yaratmaya karar verirler vee biraz da yetenekleri varsa voila !!! Gözlerinize inanmayacağınız yenilikte ve güzellikte şeylerle karşılaşmaya hazır olun :) Hepinizin etrafında böyle insanlar vardır biliyorum.
Ben de şimdi sizleri böyle sihirli işlerle uğraşan ve yine böyle insanların yaptıklarını bizlerle paylaşan bir siteyle tanıştırmak istiyorum. Daha doğrusu arada bir ondan gördüklerimi de burada paylaşmayı düşünüyorum :)) http://www.designspongeonline.com/

Ben bu yapılanı görünce hayran kaldım. Bakalım siz de beğenecek misiniz ?

Gördüğünüz gibi çok da kullanılmayan ve görüntü kirliliğine sebep olan küçücük bir balkonu nasıl da güzelleştirmişler ve kullanılır hale getirmişler. Azıcık boya ve tahtalarla harikalar yaratmışlar :) Muhtemelen şu masa olarak da kullanılabilen duvara montelenmiş tahtalar hazırdır diye düşünüyorum ama yani rahatlıkla 3 kişinin beraber kahvaltı yapabileceği ya da birşeyler içebileceği bir alan yaratmışlar. Bence muhteşem olmuş. Böyle restorasyon olaylarını ben çok seviyorum, peki ya siz ?

25 Haziran 2010 Cuma

HAVA SOĞUK VE ISLAKSA... BURBERRY VE BURBERRY

Havalar bu kadar soğuk ve sıkıcı olunca tabiki benim de aklıma trençkotlarıyla çığır açmış Burberry'den başka birşey gelmiyor. Bu sonbaharda mankenin giydikleri gibi güzel bir tane ben de istiyorum. Peki ya siz? Keyfini çıkarın :)


VOGUE GÖZETİMİNDE, KARL YARDIMIYLA CLAUDİA KUTSAL BAKİRECİLİK OYNARSA...

Modanın yaratıcısı Vogue, bir moda ilahı olan Karl Lagerfeld amca ile el ele verirlerse, ortalarına da Alamanya'nın medar-ı iftiharı anne adayı Claudia Schiffe'ı alırlarsa ne olur?
Ne olur ben hemen size söyleyeyim: İşte bu



Gördüğünüz üzere Claudia'ya Kutsal bakire rolü biçmişler. Hazır karnında bebesi de varken ondan iyi kime yakışır demişler. Çat çat çekmişler pozlarını. Bir Meryem Ana halleri fotolarda almış başını gidiyor :P Tabi kim çekmiş. Malumunuz modanın duayeni Karl Lagerfeld. Bu Vogue Tanrıcılık oyununa kendini fena kaptırdı. Baba, oğul, kutsal ruh tribine girmişler iyice fotolardan da gördüğünüz üzere. Zaten Türkiye reklamlarında da esprili(!) bir dille bunu çığırmışlardı biz kullarına :P
Allah vere de başlarına bir iş gelmeye. Többe tövbe :P
Neyse resimlerin tadını çıkarın diyorum. Aradan çekiliyorum.

kaynak

23 Haziran 2010 Çarşamba

TREND TAKİP


Eşarplar, şalları kafaya banyodan yeni çıkmış gibi dolayıp da çıkmak da pek bir moda oldu =) Peki ben yapar mıyım ? ıhhıhhh ;P Utanırımm ben ayyyyy :p
Ama ceketine bitmişem, bayılmışam :D


Vee Alexander Wang çantası :)), Bir türlü alamadığım açık renk şalvar pantolonu, vee harika ceketiyle bu hatun ablamız da benim stil ikonam oluyoreee :D ben kendisini pek bir beğendim. Pantolonuna da iç geçirdim :S Onca gezdim şu İstanbul'u istediğim fiyata istediğim gibi bir tane bulamdım yaa :@

KAYNAK

ASOS'TAN ÇANTALAR




İlk gördüğümden beri aşk yaşadığım bu çantaların envai çeşidine Asos'ta rastladım. Deri postacı çantası... Siz nasıl buldunuz?

Mimimimimmmimimimimmi

Pek, çok, en sevgili Mystery beni mimlemiş. Canım benim sağ olsun, bir kısmınız bilmez, bundan önceki blogda da beni ondan başka mimleyen yok idi :)) Bu seferki mim ritüelimiz de değişmedi anlayacağınız :D Ama durun hele birdahakine İnşşşallah ben onu mimleyiveeecemm kısmetse :P
diyor ve cevaplarıma geçiyorum.

FELSEFEM:
Merak et, sorgula, şüphe et, düşün, düşün ve düşün.Bir yalanın içinde uykuda olmaktansa gerçeğ(im)in peşinde hep uyanık kalmayı yeğlerim ve kaçınılmaz olan (benim) kaderim ne ise onu yaşarım.
HAYAT: 6 köşeli parıl parıl bir yıldız. Neresinden bakarsan bak hissedilecek, düşündürtecek ve öğrenilecek "şey"lerle dolu.
ÇOCUKLUK: Hayatımın en komplekssiz, en dobra ve en sorunsuz yılları ama en eğlencelisi değil. En eğlencelisi yine de ergenliğimdi :)
GÜNEŞ: ısı ve ışık kaynağı :)
GÖZLER: İddia ediyorum bir insanın ne düşündüğünü gözlerinden çok rahat anlarım.
YILDIZLAR: Evrenin en iyi müneccimleri :))
GÜZELLİK: İnsanların ruhunu okşayan "herşeyin" bütününü karşılayan kavram.
SEVGİ: Bu gün hala dünya üzerinde var olabiliyorsak onun sayesinde
AŞK: B-S B-S B-S B S B S B S BS BS BS BSBSBSBS bsbsbsbsbsbsbsbs bbbbbbbbb......... Birinin varlığında yok olmak...
MÜZİK: bir türlü tam anlamıyla hissedemediğim ve anlayamadığım sanat türü :(
DOST: seni sen olarak kabullenebilen ve her daim yanında olabilecek olan insan.
PARA: Severim parayı. Çok olursa hayır demem.
ZAMAN: Korkuyorum ben zamandan. Zalim mi yoksa bilge mi bilmiyorum ama korkuyorum.
ERKEKLER: Yapbozun diğer parçası :P
SAVAŞ: "Savaşı çıkaranlar, kırmızı derililerden çaldıkları toprakları savunmak için kara derilileri , sarı derililerin üstüne salan beyaz derililerdir." Her zaman böyleydi, her zaman da böyle kalacak.
AĞLAMAK: Dünyanın en güzel şeylerinden biri bence. onca sıkıntılara nasıl katlanırdık yoksa :S
DENİZ: off çok isterdim şimdi içinde yüzmeyi.
AYNA: Çok sevdiğim bir nesnedir kendisi. Hele eskiden nasıl severdim :p Süslü şirin gibiydim ben. Azıcık narsisttim de (0)_(0)
HAYAL: Kendi yaşantımın katalizörü :))

İşte böyle sevgili okuyucum. Mstreyciğiim teşekkür kuzum. Benim kimleri mimlediğime gelince;

Mystery
Absolut
Stil Direktörü
Leah
Cemre
Lydia
Zuzu

Tabii paşa gönlünüz isterse hanımlar... Belki istiyorsunuzdur diye ben öyle şeyettiriverdim :)
Yapıcaklara şimdiden kolay gelsin.


22 Haziran 2010 Salı

TAM 22'İMİ YAŞARKEN...

Hayatın hayhuyunda koşuşturuyoruz. Bilgiliyiz. Güçlüyüz. Güzeliz. Akıllıyız. Zevkliyiz ve Eğlenceliyiz diye haykırıyoruz tüm dünyaya ve birbirimize. Ama bu sırada o kadar çok kendi sesimizle meşgul oluyoruz ki anlayamıyoruz zamanın nasıl geçtiğini. Hayatı Sex and the City kadınları gibi yaşamak isterken, herşeye bir kere dokunmak, tatmak, koklamak için dört nala koştururken bir dönüp bakıyoruz ki arkamıza birşeyler yine de eksik kalmış. Bu bir hayat arkadaşının sıcaklığı oluyor bazen, bazen bir bebeğin kokusu. Bazen de kendi kendini tanıyabilmiş olmanın huzurundan, güveninden, bir içsel yolculuğun bilgeliğinden yoksun kalıyoruz. Dedim ya hayhuy işte... halbuki vitrindeki oyuncaklar hep değişiyor; Ataşehir'de bir residence, Porche otomobil, Chanel çanta, Louboutin ayakkabı, bazen Ferre güneş gözlüğü, Miu Miu elbise ya da vs. vs. vs. Saymakla bitmez... Oyuncaklar değişiyor ama biz bir türlü gözümüzü onlardan alamadığımızdan gerçek anlamda "büyümeyi" başaramıyoruz. Masallardan, gerçek hikayelere bir türlü geçemiyoruz.
Sonra 30 olunca Lilly gibi işte ahlanıp vahlanıyoruz.
Bu şarkı tam anlamıyla çağımız metropol kadınlarını anlatıyor. Dinlerken çok hoşuma gitti. Paylaşmak istedim. Umarım siz de seversiniz. Bu arada ben de 22 yaşımı yaşıyorum şu anda.
O sebeple bir içim de burkulmadı değil hani.
Dip Not: Lütfen otuzuma geldiğimde böyle olmayayım. Lütfen lütfen lütfeeeenn :S:S



Lily Allen
When she was 22 the future looked bright
22sindeyken geleceği parlak görünüyordu
But she's nearly 30 now and she's out every night
Ama şimdi neredeyse 30 oldu ama her gece dışarıda
I see that look in her face she's got that look in her eye
Yüzündeki ifadeyi görüyüorum
She's thinking how did I get here and wondering why
Buraya nasıl geldim diye düşünüyor ve nedenini merak ediyor

It's sad but it's true how society says
Üzücü ama toplum ne diyorsa odur
Her life is already over
Hayatı zaten çoktan bitti
There's nothing to do and there's nothing to say
Onun için yapacak ve söyleyecek hiçbir şey yok
Til the man of her dreams comes along picks her up and puts her over his shoulder
Hayallerinin adamı gelip onu omuzlarına alana kadar
It seems so unlikely in this day and age
Ama bu yaşta ve çağda pek olası değil

She's got an alright job but it's not a career
Güzel bir işi var ama kariyer değil
Wherever she thinks about it, it brings her to tears
Ne zaman onu düşünse gözleri yaş ile doluyor
Cause all she wants is a boyfriend
Çünkü tüm istediği bir erkek arkadaş
She gets one-night stands

She's thinking how did I get here
Benim buraya nasıl geldiğimi düşünüyor
I'm doing all that I can
Yapabildiğim herşeyi yapıyorum

It's sad but it's true how society says
Üzücü ama toplum ne diyorsa odur
Her life is already over
Hayatı zaten çoktan bitti
There's nothing to do and there's nothing to say
Onun için yapacak ve söyleyecek hiçbir şey yok
Til the man of her dreams comes along picks her up and puts her over his shoulder
Hayallerinin adamı gelip onu omuzlarına alana kadar
It seems so unlikely in this day and age
Ama bu yaşta ve çağda pek olası değil

It's sad but it's true how society says
Üzücü ama toplum ne diyorsa odur
Her life is already over
Hayatı zaten çoktan bitti
There's nothing to do and there's nothing to say
Onun için yapacak ve söyleyecek hiçbir şey yok
Til the man of her dreams comes along picks her up and puts her over his shoulder
Hayallerinin adamı gelip onu omuzlarına alana kadar
It seems so unlikely in this day and age
Ama bu yaşta ve çağda pek olası değil

17 Haziran 2010 Perşembe

ÇEYİZ ŞOV =)

Bilmiyorum aranızda TRT'deki Çeyiz Şov programını izleyeniniz var mı ama annem kahvaltıyı hazırlarken bazen Müge Anlı ile bu program arasında gidip geliyor ve ben de kendimi ya ülkemdeki kanlı kanlı üçüncü sayfa haberlerinin arasında buluyorum ya da haldır haldır yemek yapan Nazım Usta ile Türki devletlerden gelen çekik gözlü gelinlik kızların ortasında =) Tabi gözüm de kaymıyor değil çeyizlerine. Antika değerinde işlenmiş örtüler getirenleri de oluyor, son moda tekniklerle süslenmiş örtüler, yazmalar getirenleri de... Düşünüyorum da evet çoğu kız şimdi çeyiz falan istemiyor; "ben bunu nereye sereceğim, ne gerek var böyle şeylerle uğraşılmasına!?" deyip burun kıvırıyor ama ben bunların illa da kullanılması gerektiğine inanmıyorum. Bazı memleketlerde çeyiz olayını kız anaları- kaynanalar çok abartıyorlar, öyle olmaya da gerek yok ama ben her kızın çeyizinde geleneksel dokularla işlenmiş; bu toprakların, bu milletin dahası hangi yöredense o yörenin kimliğini yansıtan işlerin olması gerektiğini düşünüyorum. Asırlardır annelerden kızlarına ve gelinlerine aktarılan bu zenginliğin kaybolmaması için bu gerekli. Çünkü bunlar bizim memleketimize ait güzellikler ve öyle işler var ki bakmaya doyulmuyor. Hem el emeği göz nuru. Hangi fabrikasyon ürün bunlardan daha kıymetli olabilir ki. Bilmiyorum beni belki de gerikafalılıkla suçlayabilirsiniz ama ben Canan Eğilmez'in izinden gitmeye karar verdim bile =) ( Canan Eğilmez'in kim olduğunu öğrenmek isteyenler: Bir kere Çeyiz Şov'u izlemeniz yeterli =)
Şimdi gelelim sevgili anacığım ve iş arkadaşlarının Belediyenin açtığı Halk Eğitim Merkezi'nde döktürdüklerine...=) vee işte karşınızda bizim çeyiz şovumuz...




Tabii önceliği anneme tanıyorum ve ilk olarak onun işini göstermek istiyorum, tabii kendisi otomatik olarak benim de çeyizim oluyor =) bu yatak örtüsü takımını annem işledi. El nakışı- boncuk işi diyorlar buna. Kendi çeyizinde bir kumaşı baz alarak bu renklerde çalıştı.
Bu da annemin ikinci yaptığı iş =) -kendimce önem sırasına göre gidiyorum =)- Bunu bana vermesini çok istiyorum ama sanırım kendi salonuna sermeyi düşünüyor :S bu da pul- boncuk işi. Yine evdeki bir kumaşı değerlendirerek çalıştı.
Ve bu da annemin bu sergide yaptığı üçüncü iş oluyor :=) Nişan bohçaıs deniyormuş buna. Ben de daha geçen sene öğrendim. Bunu da kendime istiyorum ama galiba teyze oğluma hediye edilecek =)
Bu da apartmandan komşumuz A. ablamızın yaptığı iş. Keçe ile yapılmış Mevlana Tablosu.
Bu da sergideki en beğendim mutfak takımı. Makine nakışına giden hatunlar yapabiliyormuş bunu böyle =)
Makine nakışı örnekleri...
Kursa her giden bir nişan bohçası yapıyor, sizin de gördüğünüz gibi =)
Bu da çok çok beğendiğim bir bebek yatak örtüsü. Çok sevimli değil mi? Kenarları iğne oyası. İğne oyasına giden bir teyze yapmış, torununa ^_^
İğne oyası örnekleri...
Evladiyelik Türk işleri... Seneye annemin de bunlardan yapmasını istiyorum işte. Sırf kendi çocuklarıma anneanneniz yapmıştı diyebilmek için :P Şaka değil aslında gerekten istiyorum.

Keçeden yapılmış bir yatak örtüsü. Gördüğünüz çiçek motifleri keçeden işlenmiş yani.
Bunların ismi de sim sarma mıydı, tel sarma mıydı. Öyle bir şey =)
Vee noktayı klozet takımı ile koyuyorum :P Kenarda gördüğnüz taşlar ten çorabından yapılmış :D Bu tekniğin ismi de punch hanımlar. Üç boyutlu bir dünyaya dalmış gibi hissedeceksiniz banyoda çişinizi yaparken garii =) Bu teknikle yapılmış bir klozet takımını anacığıma sipariş ettim bile. Ellerinden öpecek yani.

Bir Çeyiz Şov'da daha görüşmek dileğiyle şimdilik hoşçakalın. Öpüldünüz.